7 Mayıs 2014 Çarşamba

HALONG BAY


HALONG BAY

UNESCO'nun dünya mirası olarak kabul ettiği Halong Bay'ı görmek ve en az bir geceyi gemide geçirip gün batımı ile doğumunu seyretmek mutlaka yaşanması gereken bir deneyim.
Halong Bay “doğanın sanat eseri” olarak tanımlanabilir. Bu yeryüzü cennetinde gemi sessizce adaların arasında süzülürken insanın içini tarifsiz bir huzur kaplıyor. Viyetnam'ın kuzey doğusunda yer alan bölgeye ulaşımın en kolayı havayolu ile Halong şehrine uçmak. Burada indiğinizde birçok organizasyon şirketi bulma şansınız var. Turlar genelde 1 veya 2 günlük ama isterseniz 6 günlük özel organizasyonlar mümkün. Biz maalesef sadece 1 gece kalabildik. Orada bulunduğumuz sürece dünyayı merak eden herkesin burayı görüp hissetmesini canı gönülden diledik.
Birçok kaynakta farklı ifade edilmekle birlikte 2 - 3 bin küçük adacıktan oluşmaktadır. Viyetnam kültürüne göre hepsi bir canlıya veya olaya benzetilerek bine yakınına isim verilmiştir. Birkaç örnek vermek gerekirse ; turkuaz sularda gezinen bir ejderhaya benzetilen adanın adı “Dragon Island”, ana karaya bakan insan silüetine benzeyen “Man's Head Island” gibi. Adaların şekli güneş ışığının geliş açısı ve sizin adaya baktığınız yöne göre değişmekte. Bu adalar topluluğu bizim Kapadokya'nın deniz de oluşmuş çok daha büyük hali olarak düşünebilirsiniz. Oluşum şekli de oldukça benzer. Buradaki adaların yapısı da kalker ve kireç taşından oluşuyor.






Bilim adamları için de oldukça zengin bir bölge. Biyolojik olarak tuzlu suda yaşayan ormanlar, mercan resifleri, insanın yaşamadığı adalarda farklı hayvan türlerine ev sahipliği yapan birçok tropikal bitkiyi bulmak mümkün. Ayrıca arkeolojik açıdan da insanın ilk varoluşuna ait izlerin bulunduğu Dong Mang, Xich Tho gibi bölgeler çok değerli.
Gemideki seyahate gelince; su çok durgun olduğu hiç sarsılma hissedilmiyor, deniz değil de nehirde seyahat ediyor hissi veriyor insana. Kamaralarımız oldukça ferah, içinde her türlü konforu bulmak mümkün, küçük balkonuda günlerdir süren koşuşturmanın aksine dinginliği yaşayabileceğiniz şekilde dekore edilmişti. Teras uzanmak, güneşlenmek ve bir şeyler okumak için çok uygun. Ama şezlonga uzanan herkes önceki günlerde yaşanan koşuşturmanın yorgunluğu ve ortamın dinginliğinden biraz sonra tatlı bir uykuya dalıyor. Arka güvertede güzel bir şarap eşliğinde ortamın şiirsel güzelliğin keyfini sürmek hem de keyifli sohbetler yapmak sanki ömrümüze ömür katıyor. Yemek salonu oldukça rahat, her tarafı camla kaplı olduğundan dış ortamdan kopmadan lezzetli deniz ürünlerini yeme şansı bulabildik üstelik yemek öncesi yerel bir et yemeğini yapmayı öğrendik.






Halong Bay gezisinin sabahında mutlaka gün doğumundan önce uyanmalısınız. Güneşin doğuşunu izlemek için dünyada sayılı yerlerden birisi burası ve üst güvertede uzak doğuya özgü sabah sporunu hep beraber yapmak çok keyifli bir güne başlangıç oluyor.. Gerçekten insanı çok güzel uyandıran, sabah mahmurluğunu alan ve güne zinde başlamanızı sağlayan bir aktivite ardından hafif bir kahvaltı.





Bu yolculuk sırasında küçük bir kumsalda denize girme şansınız var. Deniz Akdeniz’in berrak suyuna göre biraz bulanık, tuz oranı düşük ve ağır bir suyu var. Uzun uzun yüzmekten çok vücudu rahatlatan bir aktivite ama mutlaka öneririm. Kumsalda uzun kalırsanız çeşitli spor aktivitelerine katılabilir, ufak kafede sıcak veya soğuk bir şeyler içip ortamın keyfini sürebilirsiniz. İsteyenler bunu yerine adanın zirvesine tırmanıp oradan manzarayı seyredebilirler. Yüksek bir bölgeden etrafı izlemek doğanın bu harikasını farklı bir boyuttan algılama şansı veriyor.





Aynı zamanda adaların içinde birçok büyük mağarayı da gezme şansınız var. Bunlar, Thien cung , Dau Go ,Sung Sot ve Tam Cung . Adaların kalkerli taşlardan oluşması zaman içinde suyun devasa mağaralar oymasını kolaylaştırmış. Mağara deyip geçmeyin inanılmaz büyük mağaralar. Gemiden ayrılırken mutlaka kaymayan bir ayakkabı giyin ve yanınıza su alın. Mağaraların içinde özellikle tavandaki şekilleri bir çok hayvan veya olaya benzetebilirsiniz. Hayal gücü zengin olanlar için dışarısı da içerisi de harika. Çocukken gökyüzündeki bulutlara bakıp hayal kurmak gibi halimiz. Mağaranın bir ucundan girip inişli çıkışlı uzun bir yoldan sonra mağarayı adanın oldukça yüksek bir noktasında terk ediyoruz. Bizi en çok etkileyen mağaradan çıkarken gördüğümüz manzara. Tüm adalar ayaklarınızın altında uzanıversek her birine dokunuverecekmiş gibiyiz, tek kelimeyle masal kahramanıyız her birimiz yüreğimizde kendi masallarımız gizli.








Sabah kahvaltısında sonra kayıklara biniyoruz. Her bir kayık yaklaşık 10-15 kişi alıyor ve ufak tefek bir Viyetnam'lı kullanıyor. Durgun suda usul usul süzülerek küçük bir girişten geçip adanın içindeki göl gibi bir alana geliyoruz. Sessizliğin tarifi içinde bulunduğumuz an olsa gerek. Etrafı tamamen dağlarla çevrili bir küçücük geçitten denize bağlı bir göl burası ve sadece maymunlar yaşıyor. İnanılmaz dingin ve sakin bir ortam. Kendinizi sanki başka bir dünyaya ışınlamış gibi hissediyorsunuz. Hani bazı anlar vardır sonsuza kadar o anda yaşamak istersiniz işte o duygu ile canımız hiç ayrılmak istemiyor bu cennet parçasından.







Seyahat süresince küçük kayıklarda birçok balıkçı görebilirsiniz. Bölgedeki insanlar karada değil koylarda denizin üstüne kurulmuş küçük evlerde yaşamayı tercih ediyorlar. Karada insan yaşamı yok.








Elbette bakkal ve bakkalın dükkanda oynayan çocuğu da var.





Benim sevgili kızım görev sorumluluğu ile bu güzel güvertede öğretmenlerinin verdiği ödevleri yaptı.





Yazıyı tekrar okuduğumuzda “keyif”, ”harika” ve “ dinginlik” kelimelerini çok kullanmış olduğumuzu gördük. Önce bu kadar tekrarı düzeltmemiz gerekir diye düşündük ama hemen vazgeçtik çünkü o zaman Halong Bay'ı sizlerle doğru şekilde paylaşamazdık.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder